Ağrı İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Hayatı ve Eserleri

AHMED-İ HÂNÎ: BİLGELİĞİN VE TASAVVUFUN İZİNDE BİR ÂLİM

17.yüzyılın önde gelen İslam âlimlerinden, mutasavvıf ve şair Ahmed-i Hânî, 1061 (1651) yılında dünyaya gelmiştir. Babası İlyas olan Hânî’nin, nisbesinin Hakkâri yakınlarındaki Han köyünden ya da Hânî aşiretinden geldiği düşünülmektedir. Doğu Anadolu’nun çeşitli yerlerinde eğitim görerek Arapça, belagat, dini ilimler ve astronomi üzerine derinleşen Hânî, bir dönem Cizre’de kalarak ünlü eseri Mem û Zîn’i burada kaleme almıştır. Hayatının son dönemlerini geçirdiği Eski Bayezit’te (Doğubayazıt) 1119 (1707) yılında vefat etmiş ve türbesi, İshak Paşa Sarayı’nın yakınında türbesi ziyaret edilmeye devam etmektedir.

Ahmed-i Hânî, eserlerinde ilahi aşk, ahlaki ve toplumsal meseleleri işlerken, halkın eğitimi ve dayanışma ruhuna vurgu yapmıştır. Kendi döneminde insanların ilim ve hikmetten uzaklaşarak maddi çıkarları önceliklendirmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Hânî, yalnızca manevi değerlerin insanı olgunlaştırabileceğini savunmuştur.


Eserleri

1. Mem û Zîn: Ahmed-i Hânî’nin en bilinen eseri olan bu mesnevi, beşeri aşk hikayesini kullanarak ilahi aşkı anlatan derin bir yapıttır. 1693 yılında tamamlanan eser, yaklaşık 3000 beyitten oluşur. Hânî, bu eserinde Cizre’nin kültürel dokusunu ve döneminin toplumsal sorunlarını da ustalıkla dile getirmiştir.

2. Nûbahârâ Bıçûkân: Arapça-Kürtçe bir sözlük olan bu eser, Kur’an öğrenimini tamamlayan çocuklara dilbilgisi derslerini kolaylaştırmak amacıyla hazırlanmıştır. 1683 yılında yazılan eser, manzum yapısıyla dikkat çeker.

3. Aķīdâ Îmân: Seksen beyitten oluşan bu risale, iman esaslarını Sünnî inanca uygun şekilde ele alır. Tevhid, nübüvvet, ahiret ve Allah’ın sıfatları gibi konuları işlerken, Eş‘ariyye’nin bakış açısını benimsemiştir.

4. Divan ve Çârkûşe: Ahmed-i Hânî’nin, dört dilde (Arapça, Farsça, Türkçe, Kürtçe) yazdığı şiirleri ve aşk temalı rubaileri günümüze ulaşmıştır.